Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Tutku Olarak Radyo Programları

      Şimdi size ne zamandır yazmak istediğim bir yazıyı yazıyorum. Epeydir aklımdaydı ama bazen içimi dökmek, soyut şeylerden bahsetmek daha ağır basıyor ve elim gitmiyor somut şeyler yazmaya. Ama şimdi güzel bir güne başladık. Sendrommuş hissi yaratmayan bir pazartesi oluşturdum kendime. Mutlu uyudum ve mutlu bir mesajla uyandım. Uzun uzun kahvaltı yaptım. Pek Türkiye'deki kahvaltılarımdan olamıyor maalesef. Burada çorba, kruvasan, bitki çayı, kaşar peynir ve kepek ekmeğiyle olabiliyor sadece. Bir de bol miktarda meyve suyu. Bir de mandalina. Mandalina konusunda paraya hiç kıymıyorum. C vitamini çok önemli.      O zaman şöyle bir başlangıç yapalım. Ben Ntv radyo programları tutkunuyum. Tabii radyo tiyatrosu konusunda sadece bu kanalla sınırlı kalmıyorum. Ders çalışırken çok bunaldığım zaman hep radyo tiyatrosu açıyorum. Genellikle polisiye seviyorum. Bence 'Arkası Yarın'lar baya iyi ama Baş komiser Nevzat'ın yeri çok ayrı. Oradaki seslendirmeleri ...

Yaşamak gerek!

   Merhaba, daha yeşil, daha parlak ve daha gökyüzülü bir merhaba. Çünkü iyi hissediyorum. Ben ilk yurt dışına çıktığımda sokaklarda kendimi o kadar özgür hissetmiştim ki sanki kanım damarlarımda durmak istemiyordu. Ve erasmus konusundaki ısrarcı tutumum biraz da bundandı. Fakültemdeki üçüncü senem beni dozer gibi ezip geçtiği için kendi içimdeki İrem'i maalesef ki unutmaya başlamıştım. Ben sürekli acilen sanatsal bir etkinliğe gitmeliyim, acilen bana iyi gelecekler kitaplar okuyup bir mum yakıp bir şeyler yazmalıyım diyen kız tam bir oduna dönüştü. Tabii ki de bunda benim ve hayatıma aldığım insanların da payı büyük. Ama erasmus kendini bulmak ve ruhunu olgunlaştırmak adına gerçekten ne istiyorsan onu yaptığın güzel bir macera ve bence gerekiyor. Sürekli dersler, stajlar, vize- final ve bunların arasında 21 yaşındaki kendimi geliştirmeliyim diyen bir iç ses. Hepsini aynı anda yapmayı mümkün kılan bir sistemin içinde değiliz bence ve sosyal medyadaki sporunu yapıp sağ...

Bir sabah

   Merhaba, yine yazacak çok şey biriken bir sabah. İtalya'daki hayatım gerçekten çok beklemediğim şekilde ilerlemekte. İtalyanca kursa başladım ama aşırı zorlanmaktayım. Bazen çok yalnız hissettiğim oluyor bazen çok güzel hissediyorum. Ve sanki burada hızlandırılmış bir hayat dersi alıyorum. İnsanların hiçbiri gerçekten yakınım olmadığı için bir sürü insanla tanışıyorum ama onları hayatımda bir süre daha tutmak benim elimde.Ve evet o kadar değişik yapıda insanlar var ki. Ben genelde Türkiye'de çok kolay hayır diyemeyen ve her şeyi, herkesi gereğinden fazla düşünen birisiyim. Ama burada öyle olmama gerektirecek bir durum yok. Ve böylece belki bu aşırı nezaketimden vazgeçebilirim. Öyle umut ediyorum çünkü bu dünyada hep hilekarlar kazanıyor. Bilemiyorum bunu tabii ki inanmak istemeyerek yazdım. Ama sanırım gerçeği biliyoruz.    İngilizce konuşmamın geliştiğini bariz bir şekilde görebiliyorum. Umarım İtalyanca'm da böyle olur ama tabii ki buna büyük miktarda ç...

Pavia'dan ilk yazı

  Merhaba, yazacak ne zamandır ne çok şeyim var. Ama bu ara kendi kişisel defterlerime yazmak alışma sürecimden dolayı daha çok ağır basıyor. İtalya'daki ilk haftam bitti. Ve ilk iki gün karmaşık belge işleri içine gömülmüş, hattı yurt dışına kapalı, İnternetsiz hiçbir yeri bulamayan bir iroş şeklinde geçti. Şöyle ki Pavia'da insanlar genelde öğrenci ve biraz da olsa İngilizce biliyor(Yurtta bir kelime bile bilmeyenleri görmüş olsam da) ya da öğrenci olamayacak yaşta ve İngilizce asla bilmiyor. Dolayısıyla resmi dairelerde, marketlerde ve sokakta bir yeri sorarak bulmanız gerekiyorsa İtalyanca bilmiyorsanız sorun yaşayabilirsiniz. Neyse ki İtalyanca kursum başladı ve ben olabilecek en hızlı şekilde bu dilde ilerlemek istiyorum. Her ne kadar bugün çalışmayı hedefleyip çalışamamış olsam da yarın adına umudum epeyce var. Bu arada hafta sonu Como gölünü görmek için minik bir seyahat düzenledim.Detaylar için ayrı bir yazı belki yazabilirim ama çok gezelim göreli...