Ana içeriğe atla

Buone Feste!



   Merhabalar, biraz yazı yazma konusunda motivasyonumu kaybettiğim bir dönem geçirdim. Ama kendi kişisel defterime bol bol yazdığımı söyleyebilirim. Şu anda Christmas ruhu tüm sokakları kaplamış durumda. Her yer ışıl ışıl ve insana yürürken neşe vermemesi mümkün değil. Hep istediğim yeni yıla yurt dışında girme hayalim böylelikle gerçek oluyor galiba.

   Her sene yaptığım senelik checklisti bu sene daha farklı yapma kararı aldım belki sizi de bu onuda motive edebilirim.
    Ama öncesinde şunu söylemek istiyorum ki: Ben her sene başlangıcında daha motive, daha çalışkan, daha odaklı olabiliyorum. Hatta genelde ilk dönemler hep ortalamam daha yüksek olur. Diğer yandan daha önce de bahsettiğim gibi yazın klasikleri okumakta da zorlanırım hep. Rus edebiyatı yazın okuyabileniniz varsa tebriklerimi alabilir. Ben Aralık'ta doğduğumdan mıdır nedir hep kışın daha dinamik yaşayabilen bir insanım. Bu yazı sevmiyorum anlamına gelmiyor tabii ki ikisinin yeri çok ayrı ama nedense yazın bir kitabı bitiriş sürem daha uzundur benim. Uyuklaya uyuklaya okurum genelde.
   Ve sene başlarında yaptığım checklistlere olan motivasyonumu ikinci dönemde kaybettiğimi fark ettim. Ve bu duruma bu sene el koyuyorum.
    Sadece bu dönemi kapsayan bir checklist yapma kararı aldım. Şimdiden maddeler beni çok heyecanlandırıyor. Bakalım taslak oluşturma çalışmalarına bugün yani doğum günü haftamın ilk gününde başladım.
    Yazımızın başlığı iyi tatiller anlamına gelen ve Noel için Mutlu Noeller anlamında kullanılan  Pavia'da her yere ışıltılı bir şekilde yazılmış bir dilek!
   Herkese mutlu mutlu günler!
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ahh Gülbeşeker!

  Merhabalar, bugün size bahsetmek istediğim, gönülden sevmekte olduğum Çalıkuşu romanı ve filmleri. Ben çok eski basım bir Çalıkuşu romanına sahibim. Lise yıllarında eski bir yerden bulmuştum. Kalın bordo kapaklı bir kitap. Kendisine sahip olmaktan çok mutlu ve de gururluyum umarım o da benimle aynı düşünceleri paylaşıyordur.     Geçen yurttan bir kız arkadaşıma uyku öncesi papatya çayı içmeye çıktım dedik ki hadi bir Türk filmi izleyelim. İtalya'da ülkemizi pek özledik malum. Ve Çalıkuşu'nun birincisini izledik. Bugün de İtalyanca çalışırken aşırı acıkmam sonucu hadi ikinciyi de yemek yerken açıvereyim dedim. Açıkçası pek sevdim. Hazır 15 tatil de geliyor. Evinizde alırsınız çayınızı elinize izlersiniz. Hani klasik bir soru vardır ya. Yeşilçam'da en sevdiklerin kimdir diye. Ben erkek oyuncu olarak Kartal Tibet derim hep. Burada malum Kamuran biraz konakta el bebek gül bebek büyümüş ee biraz da çapkın rolünde ama hala sevmekteyim kendisini.  ...

Pizzadan Kefire Geçiş

   Merhabalar, bu yazıyı çok sevdiğim bir şarkıyı dinleyerek yazmaya başlıyorum.   (  https://open.spotify.com/track/66zVzafJU6HTogOQeeNv5y?si=jKJVq2B6Rl2nmli3jrQ_3w )    Size dün aniden gelen bir hafta çöp yemişim hissiyatından bahsetmek istiyorum. Buraya geldiğimden beri ki neredeyse bir buçuk ay oldu çok dengesiz besleniyorum. Çokça ekmek arası ve katı şeyler üzerine kurulu bir şekilde ve paketlenmiş market ürünleri ile besleniyorum. Ve çorba içsem bile bu hazır çorba olduğundan hiç mutlu hissetmiyorum.  Başlarda asla dışarıda yemiyordum ama geçen hafta çok fazla dışarıda yedim. Yemekhanede yesem bile genelde makarna, rizotto oluyor bu seçenek ve onların da tadı sanki paket rizottoyu koymuş kaynatmışlar gibi. Kısacası yediğim en sağlıklı şey ton balıklı salata, balık gibi şeyler ama onlarda sadece günde bir öğünümü oluşturuyor.      Aydınlanma anıma gelecek olursak dün durdum ve dedim ki bu şekilde beslenerek vücudunu çok mutsu...

Görüşürüz Sierra

   Merhaba, bu sabah güzel bir şekilde uyandırılmasam da arkasını güzel getirmeye kararlı bir şekilde yeşil çayımı demledim ve yoğurt yulaf karışımımı hazırladım ve bilgisayardan Sierra Burgess is a loser açtım. Filmin fragmanını beğenmiştim ve ne zamandır izlemek aklımdaydı. Güzel bir sabah adına izlenebilir bir film bence. Sierra da kendime dair pek çok şey buldum. Lisede ben de bir ara en önde otururdum ve teneffüslerde kitap okur, edebiyat derslerine bayılırdım. Sayısalcı olmama rağmen kendi kendime dönem analizi yapmaya çalışır, Tanzimat dönemini işlerken kitaplarını toplayıp okurdum. Bir dönem George Orwell ''1984'' ile felsefeye de ilgi duymaya başlamıştım. O yazarın ''Hayvan Çiftliği'' de beni o dönemler çok etkilemişti ve daha sonra üniversitede tiyatrosuna gitme fırsatı yakalamıştım. Yakalamıştım diyorum çünkü Ankara'da böyle oyunlara gidebilmek için bilet kovalamak zorundasınızdır ve ben bu konuda hiç şanslı sayılmam. Seçmeli dersl...