Ana içeriğe atla

Yaza Dair


   
   Sanırım iş hayatım başlamadan önceki son yazları yaşıyorum ve bu senelik olan hakkımı aşırı tuhaf bir şekilde değerlendiğim için umarım sonraları yakınmam. 
    Benim yazlarım hiçbir zaman bol film ve dizi izlemeli geçmez. Çünkü yazları Muğla'nın bir yaylasında yaşıyoruz ve orada internet yok. Bazı yazlar deli gibi okurum. Kütük gibi 1000 sayfalık kitabı elime alırım ve bir hafta transa geçerim. Mesela Melekler Zamanı. Pek severim kendisini, bu kitabı okuduktan sonra Datça bana çok anlamlı gelmeye başladı. Bende ilk baskılarından bir tanesi var. Açıkçası o zamanki kapağını çok daha fazla seviyorum. Yazarın 'Kara kış beyaz düş' ve 'Erken Rüya Zamanlar' kitaplarını da okuyup beğenmiştim. 
   Kitap muhabbetini ayrı bir yazıya bırakacak olursam bu yaz öncekiler gibi olamadı. 1 ay hastanede, 1 ay eczanede staj yaptım. Ve ikisi de çok yoğundu. Oysa önceki stajımda hasta olmadığında kitap okuyabiliyordum. Ve ev halkımız da gezmeye çok hevesli olduğu için staj sonrası hep bir yerlere sürüklendim. O yorgunlukla tabii denize girmenle çıkman bir oluyor. Oysa ben denize gittiğimde bir şeylerle uğraşmayı çok severim. Yok dalıp taş çıkarayım, azıcık kaydırağa çıkayım, balıklara bakayım, ipe yüzeyim geleyimciyimdir hep. Tabii şezlongda 1 saatlik bir uyuklamanın güzelliği de çok ayrıdır. Üstüne uyanıp bir şeyler yersin,biraz suya girersin tekrar ohh miss gibi bir gün geçti eline:)
   Bir de Erasmus işi var ki o belge telaşını Allah düşman başına vermesin. Evet uzun zamandır yazmak isteyip de yazmadığım şey şu ki bu güz dönemi İtalya'ya gidiyorum. Dolayısıyla yazımın büyük bir kısmını da belge, yurt, bilet gibi işlemleri ayarlamak aldı. Bu yaz hangi şarkılar çaldı kim yaza damga vurdu kesinlikle bihaberim. Şöyle mutlu mutlu yaz çalma listesi bile oluşturamadım. Ama açığı bugünlerde epey müzik keşfine çıkarak kapatmaya çalışıyorum. 
  Bu yaz Bursa, Manisa, İzmir'i azıcık keşfetmeye çalıştım. Güzel izlenimler edindim üçüne de tabii ki. Bence hafta sonu tatili olarak Manisa'daki İncil'de de geçen Artemis Tapınağı ve  Sardes Antik Kenti görülmeye kesinlikle değer. Bursa için de eğer gününüz az ise hemen bir iskender yiyip Ulu Camii'deki güneş sistemini inceler bir şaşırıp hemen önündeki Çay bahçesinde çayınızı hızlıca içip tarihi çarşılarından hediyelik havlular alabilirsiniz:)

   Her telden çaldığım bir yaza böyle her telden bir yazı yakışırdı. Erasmusa dair yazılar yazmakta kararsızım ama kendimden yola çıkarak çok fazla internette yazı aradığım günleri bilirim. Dolayısıyla muhtemelen Erasmusa dair yazılar gelecektir benden.
   
    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ahh Gülbeşeker!

  Merhabalar, bugün size bahsetmek istediğim, gönülden sevmekte olduğum Çalıkuşu romanı ve filmleri. Ben çok eski basım bir Çalıkuşu romanına sahibim. Lise yıllarında eski bir yerden bulmuştum. Kalın bordo kapaklı bir kitap. Kendisine sahip olmaktan çok mutlu ve de gururluyum umarım o da benimle aynı düşünceleri paylaşıyordur.     Geçen yurttan bir kız arkadaşıma uyku öncesi papatya çayı içmeye çıktım dedik ki hadi bir Türk filmi izleyelim. İtalya'da ülkemizi pek özledik malum. Ve Çalıkuşu'nun birincisini izledik. Bugün de İtalyanca çalışırken aşırı acıkmam sonucu hadi ikinciyi de yemek yerken açıvereyim dedim. Açıkçası pek sevdim. Hazır 15 tatil de geliyor. Evinizde alırsınız çayınızı elinize izlersiniz. Hani klasik bir soru vardır ya. Yeşilçam'da en sevdiklerin kimdir diye. Ben erkek oyuncu olarak Kartal Tibet derim hep. Burada malum Kamuran biraz konakta el bebek gül bebek büyümüş ee biraz da çapkın rolünde ama hala sevmekteyim kendisini.  ...

İtalya'da Cadılar Bayramı

                                                   Merhaba, Açıkçası bu konuda çok da fazla tecrübem mevcut değil ama kendi şehrimden yola çıkarak biraz bahsetmek istiyorum. Buradaki İtalyan arkadaşlarıma sorduğumda aslında İtalyan halkı için bu bayramın o kadar da önemli olmadığını öğrendim. Ama benim yaşadığım şehir öğrenci ağırlıklı olduğundan Cadılar Bayramı gecesi sokaklar tıklım tıklım kostümlü insanlarla doluydu. Ve partiler, kutlamalar pek çok yerde de vardı.    Bu bayramın benim için en güzel yanı uzun bir tatili olmasıydı açıkçası. Tabii ben bu tatili biraz daha uzatıp salı günü Piacenza’ya gittim ve Çarşamba günkü kursa da gitmedim. Tamamıyla ruhumun canı ne istiyorsa onu yaptık beraber. Tabii şu an bir sonraki haftadayız ve sürekli ders çalışıyorum orası ayrı ama değerdi. Bir de yurttaki oda arkadaşım bir hafta boyunca ailesiyle...

Pizzadan Kefire Geçiş

   Merhabalar, bu yazıyı çok sevdiğim bir şarkıyı dinleyerek yazmaya başlıyorum.   (  https://open.spotify.com/track/66zVzafJU6HTogOQeeNv5y?si=jKJVq2B6Rl2nmli3jrQ_3w )    Size dün aniden gelen bir hafta çöp yemişim hissiyatından bahsetmek istiyorum. Buraya geldiğimden beri ki neredeyse bir buçuk ay oldu çok dengesiz besleniyorum. Çokça ekmek arası ve katı şeyler üzerine kurulu bir şekilde ve paketlenmiş market ürünleri ile besleniyorum. Ve çorba içsem bile bu hazır çorba olduğundan hiç mutlu hissetmiyorum.  Başlarda asla dışarıda yemiyordum ama geçen hafta çok fazla dışarıda yedim. Yemekhanede yesem bile genelde makarna, rizotto oluyor bu seçenek ve onların da tadı sanki paket rizottoyu koymuş kaynatmışlar gibi. Kısacası yediğim en sağlıklı şey ton balıklı salata, balık gibi şeyler ama onlarda sadece günde bir öğünümü oluşturuyor.      Aydınlanma anıma gelecek olursak dün durdum ve dedim ki bu şekilde beslenerek vücudunu çok mutsu...